Pages

Ads 468x60px

25 Kasım 2012 Pazar

KIRIM KONGO HASTALIĞI CAN ALMAYI SÜRDÜRÜYOR!


ADETA 'ÖLÜM SEZONU' - Bahar ve yaz aylarının gelişiyle birlikte vatandaşların kene ısırmalarından şikayetleri de arttı. Ve ne yazık ki hastalıkla kenelerden, yanlış koparma, bilinçsiz davranma ve habersizce koparmalardan ötürü gecikmeyle birlikte bulaşmakta olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı yine can aldı. Niksar ilçemizde çobanlık yapan Ercan K. ile Çorum Uğurludağ'da çiftçilikle uğraşan Yücel Akbulut, KKKA Hastalığı sonucu kaldırıldıkları hastanede hayatını kaybetti.
Niksar’a bağlı Yolkonak beldesinde yaşayan Ercan K.'nin karnına18 gün önce  Reşadiye’nin bir köyünde kene yapıştığı ve keneyi kendisinin kopardığı öğrenildi. Bir müddet sonra rahatsızlanan Ercan K. önce Niksar Devlet Hastanesi'ne, oradan da Tokat Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Durumu daha da ağırlaşınca Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'ne sevk edildi. Evli ve 1 çocuk babası olan Ercan K. burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Çorum'da ise Uğurludağ ilçesine bağlı Küçükerikli köyünde yaşayan Yücel Akbulut bacağına yapışan keneye müdahale etmeyip Uğurludağ Devlet Hastanesi'ne gitti. Kenenin çıkartılmasının ardından Ankara'ya sevk edilen Akbulut hayatını kaybetti.
KKKA NEDİR?
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), 2002 yılının bahar ve yaz aylarında, bazı illerimizin kırsal kesiminde yaşayan insanlarda ortaya çıkmış olup, Bakanlığımızın yaptığı çalışmalar neticesinde 2003 yılının Ağustos Ayı'nda kesin olarak tanısı konan bir hastalıktır. Hastalık, daha önce ülkemizde görüldüğü bilinmeyen bir hastalık olduğundan, Tıp Fakültesi eğitim müfredatında bile yer almayan bir hastalık konumunda idi. Hatta Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji uzmanlık eğitiminde bile sadece yüzeysel olarak bahsedilen bir hastalıktı.
Hastalığın adının konmasının ardından, konunun uzmanlarını bir araya getiren Zoonoz Hastalıklar (Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi) Danışma Kurulu oluşturulmuş, aynı zamanda hastalık Türkiye Zoonoz Millî Komitesinin de gündemine alınmıştır. Söz konusu Komite ve Kurulun da tavsiyeleri doğrultusunda hastalıkla ilgili gerekli tüm tedbirler alınarak çalışmalara başlanmıştır.
Bugün için hastalıktan korunmada kullanılabilecek etkin ve uygulanabilir bir aşı ile hastalıkta kullanılabilecek etkili bir ilâç mevcut değildir. Hastaların tedavileri, başta çeşitli kan ürünleri olmak üzere, destek tedavi şeklinde yapılmaktadır. Bu nedenle, hastalık hakkında bilgi sahibi olmak ve aşağıda belirtilen önlemleri almak korunma açısından büyük önem taşımaktadır.
KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİNDEN NASIL KORUNULMALIDIR?
Hayvanlarda kene mücadelesi yapılmalıdır. Hayvan barınakları kenelere karşı ilaçlanmalı, barınakların duvarları sıvanmalı ve badanaları yapılarak kenelerin buralarda yaşamaları engellenmelidir. Hayvanların ve insanların kanlarına veya diğer vücut sıvılarına eldivensiz temas edilmemelidir. Hayvan barınaklarına girdikten veya hayvanlarla temastan sonra, vücut kene yönünden muayene edilmeli, kene varsa uzaklaştırmalıdır. Çalı, çırpı, su kenarı veya gür otların bulunduğu alanlara piknik veya başka bir amaçla gidilmesi gerektiğinde pantolon paçaları çorap içine alınmalı ve dönüşte mutlaka vücut kene yönünden kontrol edilmeli, kene varsa uygun bir şekilde uzaklaştırılmalıdır. Bu tür yerlere gidildiğinde mümkünse çizme giyilmelidir.
Keneler vücuttan uzaklaştırılırken kopartılmamalı, bir cımbızla, kenenin vücuda yapıştığı kısmından tutulup çivi çıkarır gibi sağa sola oynatılarak çıkarılmalıdır.
Keneler, kesinlikle elle öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır.
Keneleri vücuttan uzaklaştırmak amacıyla, kenelerin üzerine sigara basmak veya kolonya ve gazyağı dökmek gibi yöntemlere başvurulmamalıdır. Bu uygulamalar, kenelerin kusmasına sebep olabileceğinden, kusmuktaki virüsler, kenenin kan emmek için ısırdığı yerden vücuda girebilirler.
Kenelerin yaşama alanlarında bulunabilecek kişiler, repellent olarak bilinen böceksavar ilaçları vücutlarına sürerek veya elbiselerine emdirerek kullanabilirler.
Hasta olan kişilerin kullandığı malzemeler ve tuvaletler çamaşır suyu ile dezenfekte edilmelidir.

20 ilde kene seferberliği

Sağlık Bakanlığı, havaların ısınmasıyla görülmeye başlanan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına karşı 20 riskli ilde “seferberlik” ilan etti.

Bu illerin sınırları içinde 2002'den bu yana vaka çıkan birinci derece riskli 3 bine yakın köyde 10 gün içinde 10 bin sağlık personeliyle KKKA ile ilgili çalışma yapılacak.

Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Torunoğlu, bakanlığın bu yıl KKKA hastalığına karşı yürüttüğü çalışmalarla ilgili bilgi verdi.

KKKA vakalarının bu yıl daha erken görülmeye başlandığını, şimdiye kadar 180 vakadan 18'inin hayatını kaybettiğini bildiren Torunoğlu, “Sezon başında hafif vakalar sağlık kurumlarına başvurmuyor. Daha ağır vakalar başvuruyor, ölümler de zaten bunlar arasından görülüyor. Bu yüzden sayı yüksek gibi gözüküyor, ama zamanla her yıl gibi trendine giriyor” diye konuştu.

Geçen yıl KKKA hastalığı görülen illerde yoğun bilgilendirme çalışmaları yaptıklarını, bu yıl bu çalışmaların daha organize şekilde yürütüleceğini kaydeden Torunoğlu, şunları söyledi:

“2002'den bu yana vaka görülen 20 riskli il belirledik. KKKA riski açısından hiç değişmeyen Kelkit Vadisi üzerindeki bu iller Tokat, Sivas, Yozgat, Amasya, Kastamonu, Çankırı, Artvin, Erzurum, Erzincan, Ardahan, Samsun, Bolu, Karabük, Giresun, Bingöl, Tunceli, Ordu, Çorum, Gümüşhane ve Bayburt. Bu illerin sınırları içindeki köyleri de risk açısından üç bölgeye ayırdık. Birinci riskli bölgede bugüne kadar vaka çıkan 3 bine yakın köy var. İkinci riskli bölgede bunlara komşu köyler, üçüncü riskli bölgede ise diğerleri yer alıyor.

300 bin hanenin bulunduğu ve 1,5 milyon kişinin yaşadığı birinci riskli bölgedeki köylerde, yoğun bir eğitim programı başlatacağız. Bu köylerde 10 günde 10 bin sağlık personeliyle adeta seferberlik uygulayacağız.”

KENE KORUMA VE EĞİTİM SETLERİ DAĞITILACAK

Birinci derece riskli bölgedeki bu yerlerde 7 yaşından büyük herkese içinde bir çift eldiven, kene çıkarma kartı ve broşürün bulunduğu kene koruma ve eğitim setleri dağıtılacağını belirten Torunoğlu, ayrıca uzmanlar tarafından 15'er günlük aralarla 3'er kez eğitim de verileceğini bildirdi.

Torunoğlu, ikinci derece riskli bölgelerde yüz yüze, üçüncü derece riskli bölgelerde de okul, cami ve köy kahvesi gibi yerlerde toplu eğitimler verileceğini söyledi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile riskli illerdeki besi hayvanlarının ilaçlanması için de çalışma yürüttüklerini bildiren Torunoğlu, kene popülasyonunun azaltılmasına yönelik bu çalışma kapsamında söz konusu hayvanların üç haftada bir olmak üzere toplam dört kez aşılanacağını kaydetti.

KENE HEMEN ÇIKARILMALI

Hastalığın genellikle tarla ve bahçe gibi yerlerde çalışan 20-45 yaş arasındaki kişilerde görüldüğünü anlatan Torunoğlu, verilecek eğitimlerde alınması gereken önlemlere dikkat çekileceğini belirtti.

Alınması gereken tedbirlerin başında, kenelerin vücuda girmesini önleyecek giysi seçimi geldiğini bildiren Torunoğlu, bu parazitlerin vücuda daha çok girdiği paça ve kol ağzı gibi yerlerin kapatılmasının önem taşıdığını söyledi.

Riskli bölgelerdekiler için “İş giysisi” kavramının oturtulmasının da önlemlerden biri olduğunu ifade eden Torunoğlu, “Tarladan eve dönen kişiler giysilerine yapışan kenelerin vücuda tutunmasını önlemek için giysilerini değiştirmeli ve vücutlarını kontrol etmelidir. Çünkü KKKA'ya yol açan keneler sıçrayamaz, ancak vücuda giysilerin açık bölümlerinden girerek tutunur. Vücut ve giysi kontrolü yapılırsa kenelerin tespiti kolay olur” diye konuştu.

Vücuda tutunan kenenin hemen çıkarılması gerektiğini dile getiren Torunoğlu, “Önemli olan bu keneyi çıplak elle çıkarmamaktır. Bir sağlık kuruluşuna gidip çıkarmak zaman alabileceği için kenenin vücuttan hemen uzaklaştırılmasında fayda vardır. Aksi halde kişiler geç kalıyor ve hastalık ortaya çıkıyor” uyarısını dile getirdi.

AŞI ÇALIŞMALARI

KKKA hastalığını geçirenlerin aynı hastalığa ikinci kez yakalanmadığını, bunun aşı çalışmaları için umut verici olduğunu belirten Torunoğlu, “Dünyada henüz KKKA'ya karşı bir aşı yok. Bakanlığımızın desteğiyle bir aşı geliştirilmesi üzerinde çalışılıyor, ama bir aşının geliştirilmesi yıllar alacağı için keneye karşı önlemlerin halka iyi anlatılması büyük önem taşıyor” dedi.

Geçmiş yıllarda hastalığı geçiren kişilerin kanlarından elde edilen serumun bazı hastalarda denendiğini ve olumlu sonuçlar alındığını hatırlatan Torunoğlu, bununla ilgili yeni bir çalışma başlatılıp başlatılmaması konusunda henüz bilim kurulunun bir kararının bulunmadığına dikkati çekti.

PİKNİĞE AÇIK RENK ÖRTÜYLE GİDİN

Kırsal kesimde riskli bölgelerde yeterli duyarlılık oluşmamasına rağmen, risk olmayan büyük şehirlerde aşırı bir duyarlılık yaşandığını işaret eden Torunoğlu, şöyle devam etti:
“KKKA'ya neden olan kene türü zaten belli. Bu da belirlediğimiz yerlerde görülüyor. Orta Anadolu'da, örneğin Ankara'nın bazı ilçelerindeki ormanlık bölgelerde de bu türe rastlanıyor, ama büyük şehir merkezlerinde KKKA'ya yol açan kene türüne rastlanmıyor. Bu nedenle gereksiz bir panik yaşanıyor. Yine de vatandaşlarımız pikniğe giderken açık renk giysi giysinler, hatta açık renk örtü götürsünler ki keneleri kolay fark edebilsinler. Bir de eve döndükten sonra vücut muayenelerini unutmasınlar.”

“Kene kovucuların korunmada etkili olup olmadığı” sorusu üzerine Torunoğlu, bunların etkili olabilmesi için bütün giysiye yedirilmesi gerektiğini vurguladı.
Giysinin belirli bir bölgesine sürülen kovucuların keneleri daha da saldırgan hale getirebildiğini kaydeden Torunoğlu, “Kene kovucular tüm giysiye yedirilirse keneleri etkisiz hale getirebiliyor. Aksi halde bir faydası olmuyor” dedi.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız